HAKKIMDA

Fotoğrafım
Allah nasip ettirmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz. (HZ. OSMAN(R.A))

TAKİP ET

Bu Blogda Ara

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı


''Simyacı''

▪AFETLERİN TANIMI VE ÇEŞİTLERİ

 GİRİŞ 

İnsanların afetlerle tanışması insanlık tarihiyle yaşıttır. Bilinen en eski kayıtlarda dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen afetlerle ilgili bilgilere rastlanmıştır. Vuku bulan bu afetlerde binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Geçmişte afetlerin yaşandığı alanlarda ortaya çıkan durumlar günümüzde de benzer olaylar şeklinde gerçekleşmektedir. Ancak afetlerin etkileri dünyanın her yerinde benzer sonuçları doğurmamaktadır. Bunda en önemli etken insanların başlarına gelen olaydan çıkardığı sonuçların ve afetlerin meydana geliş sıklığının farklılığıdır. Bu duruma çarpıcı bir örnek 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Ms=7.4 büyüklüğündeki Doğu Marmara (Gölcük) depreminde yaklaşık 16.000 insanımızı kaybetmemize karşılık Japonya’da 2003 yılında meydana gelen Ms=7.6 ve Ms=8 büyüklüğündeki depremlerin ilkinde birkaç kişinin, ikincisinde ise sadece bir kişinin kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesidir. Bir diğer önemli nokta da günümüzde meydana gelen afetlere insan kaynaklı olanlarının da eklenmesidir. Örneğin çeşitli nedenlerle meydana gelen yangınlar, nükleer patlamalar, küresel ısınma da gerçekte birer afet kabul edilebilir ve sonuçlarıyla insan hayatını olumsuz etkilemektedir. İlerisi için bu konularda önlemler alınmaz ise ciddi sonuçlar doğacak ve sonuçlarıyla diğer afetlerden farklı olarak milyonları hatta milyarları etkileyecektir. 

AFETİN TANIMI Afet; 

Beklenmedik yerde ve zamanda meydana gelen, doğa ve canlılar üzerindeki olumsuz etkileri ile meydana geldikleri bölgelerin veya ülkelerin tek başlarına baş edemeyecekleri önemli olaylardır. 

AFAD'ın afet tanımı;

Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olay. Afet bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) afeti;

 Kurumun imkânlarını ve kapasitesini aşan, normal prosedürünü bozan, dışarıdan yardım ihtiyacı gerektiren ani ekolojik olgu olarak tanımlar. 

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Birlikleri Federasyonuna göre afet;

 Ekonomik, sosyal ve fiziksel kayıplara neden olan, olağan yaşamı ve insan faaliyetlerini kesintiye uğratarak ya da durdurarak insanları olumsuz yönde etkileyen ve etkilenen insanların kendi imkânlarını kullanarak üstesinden gelemeyeceği doğal ya da insan kökenli olaylardır. 

Amerikan Acil Tıp Hekimleri Birliğine (The American College of Emergency Physicians, ACEP) göre afet; 

Doğal veya beşerî kaynaklı olaylara maruz kalan bir bölgedeki veya ülkedeki sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması veya kapasitesinin aşılmasıdır. 

Birleşmiş Milletlerin tanımına göre afet; 

Toplumlar için can ve mal kaybına sebep olan, normal yaşamı tehdit eden, toplumları olumsuz yönde etkileyen ve o bölgedeki imkânlarla üstesinden gelinemeyen her türlü doğal ya da insan kaynaklı hadiselerdir. 

Türk Dil Kurumuna göre afet; 

Farklı tabiat olaylarının sebep olduğu felaketlerdir.

Tüm afet tanımlarındaki ortak özellikleri şunlardır:

 • İnsanları ve diğer canlıları etkiler. 

• Genellikle bir tehlike tarafından tetiklenir. 

• Doğrudan zarar görebilirlik ile ilişkilidir. 

• Toplumun onunla baş edebilme kapasitesini aşar. 

• Sosyal süreçler önemli bir rol oynar. 

• Doğa veya teknoloji ile ilgili bir olay olmasından daha çok toplum ile ilişkilidir.

AFETLERİN ÖNEMİ 

Afet, birçok kurum ve kuruluşun koordineli bir biçimde görev almasını gerektiren bir durumdur. Afet durumunda bölgeye dışardan yardım ilk 24-48 saatte ulaşamayabilir. Bundan dolayı tüm afetler için yerel düzeyde afet oluşmadan önce planlar yapılmalıdır. Afetzedeler hastaneye ilk 30 dakika içinde ulaşmaya başlarlar. Yaralıların %80’i ilk 90 dakikada kendi imkânlarıyla en yakın hastaneye geldiklerinden afet bölgesine en yakın hastane en çok hasta ile karşı karşıya kalır. Tıbbi yardıma en çok talep ilk 24 saat içinde olmaktadır. Yaralılar afetin özellikle ilk üç-beş günü içinde acil tıp hizmetlerine gereksinim duymaktadırlar. 

Afet meydana geldikten sonra etkilenen insanların ihtiyaçlarının hızla karşılanması ve hayat standartlarının düzeltilmesi için ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların koordineli ve planlı bir şekilde çalışması ve müdahale etmesi gerekir. Afetler çok sayıda yaralanmalara, can ve mal kaybına neden olmaktadır. Toplumların alt yapısını ve sosyal yapısını bozarak salgın hastalıkların yayılmasını kolaylaştırır. Ek olarak toplumlarda çok ciddi psikolojik travmalara sebep olmaktadır. Toplumdaki nüfus yoğunluğu, yerleşim yerinin özelliği ve yapılarının dayanıklılığı, toplumun afetlerdeki tecrübesi ve hazırlıklı olması gibi faktörler afetlerdeki kayıpları belirler. Bu değişik kavramlar içerisinde en kutsalı ve en önemlisi insan canı olduğu için kamuoyunda afetin büyüklüğünü yol açtığı can kaybı ve yaralanmaların büyüklüğü ile değerlendirmek eğilimi vardır. 

Afetin büyüklüğüne etki eden ana faktörler ise aşağıdaki gibi özetlenebilir: 

• Olayın fiziksel büyüklüğü, 

• Olayın yoğun yerleşme alanlarına olan uzaklığı, 

• Fakirlik ve az gelişmişlik, 

• Hızlı nüfus artışı, 

• Tehlikeli bölgelerdeki hızlı ve denetimsiz kentleşme ve endüstrileşme, 

• Ormanların ve çevrenin tahribi veya yanlış kullanımı, 

• Bilgisizlik ve eğitim eksikliği, 

•Toplumun afet olaylarına karşı önceden alabildiği koruyucu ve önleyici önlemlerin ulaşabildiği düzey. 

Bu faktörlerden ilk ikisi, yani olayın fiziksel büyüklüğü ve yerleşme merkezlerine uzaklığı dışında kalanların hepsi doğal kökenli değil, aksine insanın aktiviteleriyle ilgilidir.

Afetlerden en az kayıpla çıkabilmek için sistemli bir ilk ve acil yardım organizasyonuna ve kitlesel olaylar için acil durum planlarına ihtiyaç vardır. Afet yönetimindeki başarısızlıkların çoğu kez sistem problemlerinden kaynaklanmaktadır. Afetlerde kayıpları ve zararları en aza indirmek için hazırlanan afet planları gerçekçi, güncel ve uygulanabilir olmalı; tüm çalışanlar tarafından bilinmeli ve periyodik olarak başka kurum, kuruluş ve sivil toplum teşkilatları ile birlikte tatbikatı yapılmalıdır.

Afet planı ilk kez ABD’de 1970 yılında Kaliforniya’da meydana gelen yangınlarda FIRESCOPE (Firefighting Resources of California Organized for Potential Emergencies: Potansiyel Acil Durumlar İçin Organize Olan Kaliforniya İtfaiye Kaynakları) adı ile itfaiyeciler tarafından geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Kuzey Kaliforniya Hastaneler Kurulu 1987 yılında bu sistemden yola çıkarak hastaneler için Incident Command System (ICS) ismiyle deprem hazırlık kılavuzunu oluşturdu. Orange Şehri Acil Tıp Sistemi (ATS) tarafından 1991 yılında Hospital Emergency Incident Command System (HEICS: Hastane Acil Olay Komuta Sistemi) olarak revize edilmiştir. Diğer kurumlarla daha kolay iletişim kurmak, daha basit ve anlaşılır olması için 1992 yılında HEICS-II olarak düzenlenmiştir. San Mateo ATS’si tarafından 1998 yılında HEICS-III olarak revize edilmiştir. Sistem Türkiye’de 2000 yılında revize edilerek uygulandı. Ağustos 2006 tarihinde ise HICS adıyla tanıtıldı. Mart 2014 tarihinde ise son HICS kılavuz yayınlandı. 

Türkiye’de Afetler 

Afetler tüm dünyada sık görülmekle birlikte ülkemizin jeopolitik yapısından dolayı büyük tehlike arz etmektedir. Çok sayıda ölüm ve sakatlığa neden olmakla birlikte ilerleyen zamanlarda halk sağlığı açısından önemli ve öncelikli bir sorundur. Bulaşıcı hastalıklar, ruhsal hastalıklar, malnütrisyon, göç, rutin sağlık hizmetlerinin bozulmasına bağlı ikincil zararlara neden olur. Ayrıca alt yapıyı ve ekonomik yapıyı bozarak ekonomik kayıplara sebebiyet verir. 

Türkiye bulunduğu jeolojik, topografik ve meteorolojik koşullar sebebiyle afetlerle iç içe yaşamaktadır. Türkiye başta deprem olmak üzere yangın, çığ, sel, toprak kayması gibi doğal veya teknolojik afetlerle karşı karşıyadır. Bu afetler çeşitli oranlarda can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir. 

Ayrıca çığ, kaya düşmesi, taşkınlar, toprak kayması gibi diğer doğal afetler ve teknolojik afetler bakımından yüksek riskli bir coğrafyadadır. 

Topraklarımızın %91’i, nüfusumuzun %95’i deprem kuşağındadır. 

Doğal afetlerden kaynaklanan ekonomik kayıp, her yıl gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’idir. Stok ve üretimdeki kayıp ile işsizlik eklendiğinde bu oran % 3’e denk gelmektedir. Doğal afetler dışında trafik kazaları, iş kazaları ve insan kaynaklı orman yangınları gibi doğal olmayan afetlerde ülkemizde olumsuz etkilerini göstermektedir.

Yaklaşık olarak günde 600 ve saatte 27 trafik kazası meydana gelmektedir. Her gün 5-20 kişi hayatını kaybetmekte ve 200 kişi yaralanmaktadır. Bundan dolayı ülkemizde sadece depremlere ait veriler değil tüm afetlere ait veriler toplanmalı, alınabilecek tedbirler ve üretilebilecek projeler üzerinde tartışılmalı, halk düzenli aralıklarla eğitilerek bilinçlendirilmelidir.

AFET ÇEŞİTLERİ 

Afetler kaynağına göre, tiplerine, oluş şekillerine, büyüklüklerine, nedenlerine, süreçlerine, sıklıklarına, oluşum yerlerine ve afetlerin kurumu nasıl etkilediğine göre çok çeşitli sınıflamalara ayrılabilir. 

Kaynağına Göre Afetler;

 • Doğal Afetler: Deprem, yanardağ patlaması, kasırga, hortum, aşırı soğuk ve sıcak havalar, sel, böcek istilası vb.



• İnsan Kaynaklı Afetler: Taşıt kazaları, nükleer kazalar, terör olayları, göç ve savaş, bina çökmesi, yangınlar, patlamalar, toplu zehirlenmeler, isyan, çevre kirliliği, toplu intiharlar vb. 

Meydana Geliş Hızına Göre Afetler; 

• Ani Gelişen Afetler: Deprem, toprak kayması, su baskını, çığ, kasırga, nükleer ve kimyasal kazalar vb.



• Yavaş Gelişen Afetler: Kuraklık ve kıtlık, global ısınma, erozyon, şiddetli soğuklar, salgın hastalıklar vb.


Oluşum Süreçlerine Göre Afetler; 

• Uzun Süreli: Nükleer afetler, kasırga, kuraklık, tehlikeli madde sızıntısı, iklim değişikleri vb. 




Kısa Süreli: Deprem, fırtına, uçak kazası vb.


Etkilediği Alana Göre Afetler;

 • Yerel: Mahalle, ilçe, küçük bir ilde meydana gelen afetler. 

• Genel: Geniş bir bölgede veya ülkenin tamamında meydana gelen afetler. 

• Küresel: Tüm dünyayı etkileyen afetlerdir. Tsunami, nükleer patlamalar vb



Ölü/Yaralı Sayısına Göre Afetler; 

• Büyük: 200’den fazla ölüm olanlar.

• Orta: 100-200 arası ölüm olanlar. 

• Küçük: 100 den az ölüm olanlar. 

Görülme Sıklığına Göre Afetler;

• Sık: Deprem, yangın, savaş vb. • Nadir: Nükleer kazalar vb. 

Tahmin Edilebilirliğine Göre Afetler;

 • Kısmen Tahmin Edilebilir: Seller vb. 

• Tahmin Edilemez: Deprem vb. 

Oluşturduğu Hasara Göre Afetler: 

• Mal Kaybı: Kuraklık, açlık, erozyon, küresel ısınma vb



• Can Kaybı: Deprem, savaş, kimyasal kazalar vb.

Kurumlara Göre Afetler; 

• İç Afet: Sadece kurumun kendisini etkiler. Yangın, su baskını, tehlikeli madde sızıntısı, kapasiteyi aşan hasta başvurusu vb. 

• Dış Afet: Kurum dışında gelişen afetin kurumu da etkilemesidir. Toplu trafik kazası, kimyasal saldırı vb. 

• Karma Afet: Bölgeyle birlikte kurum da etkilenir.

Deprem vb. Bazen savaş gibi insan ve teknolojik afetlerin bir arada kullanıldığı zamanlar ortaya çıkan afetlere, “karmaşık afetler” de denilir. 

Amerikan Acil Tıp Hekimleri Birliği (The American College of Emergency Physicians, ACEP) afeti 3’e ayırmıştır. Buna göre;

• Birinci (I) düzey afetler: Triaj, sahada tedavi ve hasta stabilizasyonu için yerel tıbbi imkânların yeterli olduğu çoklu yaralanmalı olaylardır. Hastaların ileri tetkik ve tedavi için uygun yerel merkezlere götürülmesi gerekir. 

• İkinci (II) düzey afetler: Hasta çokluğu veya sağlık altyapı eksikliği nedeniyle yerel tıbbi imkânların yetersiz kaldığı ve çevre bölgelerden destek istenmesi gereken olaylardır. 

• Üçüncü (III) düzey afetler: Ulusal ya da uluslararası yardımın gerektiği, yerel ve bölgesel imkânların yetersiz veya devre dışı kaldığı kitlesel olaylardır.


DÜNYADA GÖZLENEN AFET TÜRLERİ

Dünya genelindeki doğal afetler ele alınınca, 31 çeşit doğal afetin 28 tanesini meteorolojik afetlerin oluşturduğu görülür. Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişmektedir. Örneğin, Akdeniz Bölgesinde doğal afetler kuraklık, seller, orman yangınları, heyelan, dolu fırtınaları, çığlar, donlardır. 

Ülkemizde ise en sık görülen meteorolojik karakterli doğal afetler dolu, sel, taşkın, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgâr, yıldırım, çığ, kar ve fırtınalardır. Dünya Meteoroloji Örgütüne (WMO) göre sadece 1980'li yıllarda dünyada 700,000 kişi meteorolojik afetlerden dolayı hayatını kaybetmiştir. Dünyada gözlenen afet türleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.



Kasırga: Doğal afetlerin en büyüğü olan kasırga şu şekilde tanımlanabilir: Büyük çaplı ve çok şiddetli Beufort ölçeğine göre saatte 75 milden fazla hızla ve dönerek esen tropik rüzgâr. 

Deprem: Deprem, en korkutucu doğal afet olması ile bilinir. Aynı zamanda aniden ortaya çıkması sonucu önlem alınması çok zordur. Deprem, yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayıdır.

Heyelan (Toprak Kayması): Heyelan, toprağın üst kısmı ile birlikte alttaki ana kayanın bulunduğu yerden kayarak yer değiştirmesidir. 

Heyelanda etkili faktörler;

• Eğimin fazla olması 
• Yağışların fazla olması 
• Toprak özellikleri (killi olması) 
• Tabakaların uzanış doğrultusu: Tabakalar eğime paralel ise heyelan daha fazla görülür. 
• Beşerî faktörler: Yol yapım çalışmaları ile yamaç denge profilinin bozulması. 
• Depremler

 Erozyon: Erozyon, dış kuvvetlerin etkisiyle toprak örtüsünün aşındırılarak başka alanlara taşınmasıdır. Akarsu ve rüzgâr erozyonunun birlikte etkili olduğu yerlerin ortak özelliği bitki örtüsü bakımından fakir olmalarıdır. 

Erozyonda etkili faktörler; 

• Arazinin çok engebeli olması 
• Eğimli arazilerde arazinin eğime dik sürülmesi 
• Bitki örtüsünün tahrip edilmesi: Orman yangınları, tarla açmak amacıyla ağaçların kesilmesi, otlaklarda aşırı otlatılma yapılması, anız örtüsünün yakılması gibi 
• Toprağın aşırı işlenmesi 
• Yağışların sağanak yağış şeklinde olması 
• Yağış rejiminin düzensiz olması 
• Akarsu taşkınları 

Yanardağ (Volkan): Yanardağ ya da diğer bir adıyla volkan, dünyanın katmanlarında yer alan magmaların yeryüzüne çıktığı, genelde şekil olarak koni biçimine benzeyen ve magma maddelerin havaya püskürtülmesini sağlayan, bir ağzı bulunan dağdır. 
Dünya geneline bakıldığında, yeryüzünde oldukça fazla yanardağ bulunmaktadır. Bu alanlar aynı zamanda, volkanik bölge olarak adlandırılırlar. 

Tsunami: Tsunami (Japonca'da liman dalgası anlamına gelir) okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, yanardağ patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder. 

Deniz veya okyanusun dibinde meydana gelen deprem, zeminin çökmesine ve kaymasına neden olur. Bunun sonucunda Tsunami adı verilen devasa dalgalar oluşur.

Orman Yangınları: Eskiden orman yangınları doğal afet olarak kabul edilmese de, bugün artık akciğerlerimize ve sağlığımıza karşı çok büyük bir yıkım olduğundan doğal afet olarak kabul edilmektedir. Orman yangını, doğal ya da insani sebeplerden ortaya çıkan ormanların kısmen veya tamamen yanmasıdır. Yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması ve yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlar ve sigara, tarımsal ürünler nedenli çıkan insan kaynaklı orman yangınları vardır. Ormanların yanması ekolojik olarak bir çok zarara sebep olur. İklim değişikliği ve kuraklık başlıca sonuçlardır.

Afetlerin Sonuçları 

• Çeşitli güç ve genişlikte olurlar, • Alt yapıyı bozarlar, 
• Şok tesiri yaparlar, 
• Ölüm, sakatlık ve öksüz kalma gibi sonuçlar doğururlar, 
• Bulaşıcı ve salgın hastalıkların çıkmasına neden olurlar (tifo, tifüs, sarılık vb.), 
• Yörenin ekonomik yapısını bozarlar, 
• Devletin planladığı yatırımları geciktirirler.