Normal Faylar :
Gerilmeli bölgelerde, eğik bir fay düzlemi üzerinde kalan bloğun, düzlemin altında kalan bloğa göre aşağı doğru hareket etmesi yani kayması sonucu gelişen faylara Eğik Atımlı Normal Faylar adı verilir. Fay düzleminin altında kalan bloğa Taban Bloğu, fay düzleminin üzerinde kalan bloğa ise Tavan Bloğu denir. Bazen iki yanı da normal faylar tarafından düşürülmüş olan tavan blokları, çevrelerini sınırlayan taban bloklarına göre derin vadiler oluşturabilirler. Her iki yanı normal faylarla sınırlandırılmış olan bu tür çöküntü alanlarına Graben adı verilir. Bunun karşıtı olarak da her iki yanı normal faylarla sınırlandırılmış yükselti alanları ise Horst olarak adlandırılır. Ege bölgesinin iç kesimlerinde gelişen büyük akarsu vadileri ve bu vadiler arasında yer alan faylarla sınırlandırılmış yüksek sırtlar ile kıyılardaki koy-körfez ve aralarındaki yarım adalar, gerilme rejimi altında gelişen Horst-Graben Sisteminin bir ürünüdürler.
Ters Faylar ve Bindirimler :
Sıkışmalı bölgelerde gelişen Ters Faylar, eğik bir fay düzlemi üzerinde kalan bloğun, düzlemin altında kalan bloğa göre yukarı doğru hareket etmesi, yani yükselmesi sonucu gelişirler. Bu tür fay gelişmelerinde fay düzleminin yataya yakın olduğu ve yükselen tavan bloğunun, taban bloğu üzerinde uzun mesafelerde ilerlemesi sonucu gelişen özel tür ters fay, Bindirme olarak adlandırılır. Bu tür faylar sıkışmalı bölgelerde geliştiğinden fayın her iki bloğundaki tabakaların da, ilksel şekillenmeleri kıvrılarak bozulur ve Kıvrımlı Yapılar gelişir. Bu tür fayların yükselen ve kıvrımlanan tavan blokları yeryüzündeki dağ kuşaklarını oluştururlar. Anadolunun, Karadeniz ve Akdeniz kıyıları boyunca yer alan Karadeniz ve Toros dağları ile Doğu Anadoludaki yüksek dağlık alan, ters fay ve bindirmeler sonucu gelişen yapılardır.
Doğru Atımlı Faylar :
Doğru Atımlı Faylar, fay düzlemi boyunca blokların birbirine oranla yanal yönde hareket etmesi sonucu oluşurlar. Bu tür faylarda bloklar birbirlerine göre sağa veya sola doğru hareket ederler. Fayın hareket yönü, dere, yol, duvar gibi daha önce ötelenmemiş olan bir doğrusal hattın, faylanma sonrası göreceli olarak hangi tarafa doğru ötelenmiş olduğunun belirlenmesi yoluyla bulunur. Buna göre, gözlemcinin karşısında duran bloktaki obje ( yol, duvar vs. ) fay hareketinin ardından sağa doğru kaymışsa, söz konusu fay Sağ Yanal Doğrultu Atımlı Fay, sola doğru kaymışsa Sol Yanal Doğrultu Atımlı Fay olarak adlandırılır. Dünyadaki en önemli fay zonlraından ikisini; Amerikada bulunan San Andreas Fayı ve ülkemizde doğuda Karlıovadan başlayıp, Anadoluyu Karadeniz kıyısına paralel olarak katederek Marmara Denizi içerisine oradan da Ege Denizine ulaşan Kuzey Anadolu Fayı ( KAF ) oluşturur. Her ikisi de sağ yanal doğrultu atımlı nitelikte olan bu faylar, oluşturdukları 7 ve üzerindeki büyüklüğe sahip depremler nedeniyle son derece yıkıcı özelliğe sahiptirler.
Oblik Atımlı Faylar :
Doğada, oluşan gerilmelerin yönü, kayaçlarda oluşan kırılmaların doğrultusu ile mükemmel paralellik göstermediğinden, bu gerilme sonucu gelişen faylar da genellikle tek bir yöne atım göstermezler. Bu durum fayların hemen tamamında değişik miktarlarda gözlenen ikinci nitelikli ve farklı yönlerde ( örneğin bir doğrultu atımlı fay üzerinde ikincil düzeyde gelişen ters fay bileşenleri ) gelişen atımların oluşmasını sağlar. Ana hareket yönüne ek olarak bir ikincil harekete sahip olan bu tür faylara Oblik Atımlı Faylar denir. Kuzey Anadolu Fayı, Anadolu boyunca sağ yanal hareketinin yanı sıra pek çok yerde, bu harekete eşlik eden ters veya normal fay bileşenli ötelenmeler geliştirmiştir.
Kıvrımlar :
Tabakalı kayaçların sıkışmalı bölgelerde kırılmaya uğramadan deforme olmaları sonucu Kıvrımlar gerçekleşir. Kıvrımlar kendileri birer süreksizlik değildirler ancak, foliasyon gibi metamorfik kayalarda sıklıkla rastlanılan süreksizlikler, kıvrımlanma ile kontrol edildiğinden kıvrımlara da kısaca değinmekte fayda vardır. Kıvrımlanmayı basitçe yatay bir tabaka grubunun kanatlarının aşağı veya yukarı doğru bükülmesi olarak tanımlayabiliriz. Tabakaların iki kanadının aşağıya doğru bükülmüş olduğu durumlarda kıvrımlar Antiklinal, bunun tersi olarak kanatlarının yukarıya doğru büküldüğü durumlarda ise kıvrımlar Senklinal adını alır. Birbirini izleyen antiklinal ve senklinal yapıları beraberce bir kıvrımı oluştururlar. Kıvrımın iki kanadının birleştiği noktalardan geçen Kıvrım Eklem Düzlemini oluşturur. Kıvrım eksen düzleminin yatayla yapmış olduğu açıya bakılarak kıvrıma Dik, Eğik, Yatay Kıvrım gibi adlar verilir. Ayrıca kıvrımın kanatlarının kıvrım eksen düzlemi ile yapmış olduğu açıların eşit veya farklı olması, o kıvrımın Simetrik veya Asimetrik kıvrım olarak tanımlanmasına neden olur. Kıvrım kanatlarının ve eksen düzleminin birbirine paralel olması durumunda ise, İzoklinal Kıvrım adı verilen özel bir kıvrım türü gelişir.